bugün

entry'ler (437)

eşcinsellere evlilik hakkı verilmeli mi

Medeni kanun hükümlerine göre yani çiftlerin edinecekleri mallar, sosyal güvence, ölüm gibi konularda yıllarca birlikte yaşayan , birbirlerine hayatlarını adayan çiftler elleri boş kalıyor..Evliliğe böyle bakıldığında elbette verilmelidir, yoksa evlilik de neymiş zaten!

kızlarımız haysiyetini nasil yitirdi

Bu ve buna benzer sözler sarf edenlerin, Kadın kimliği ve kadınlık durumu üzerinden ahkam kesenlerin hepsinin haysiyetsiz olduğu aşikardır ; taciz,tecavüz,şiddet,pedofili ne ararsan bunlarda. Sana mı kaldı kadının haysiyeti dedirten durum!

kızını üniversiteye gönderen ebeveyn rahatlığı

(bkz: Bi bitmediniz!)

primal scream

güzel kafalı adamlar...yeni yıla da güzel bir başlangıç yaptılar: http://www.youtube.com/wa...p;feature=player_embedded

yankee candle

reklam yapmak gibi olmasın isterim ama o nasıl güzel, o nasıl gerçek kokudur öyle. mumlarınızı yakın.

vincent gallo

o iyi bir aktör, bir de çok derinden söyleyebilen ..

(bkz: http://soundcloud.com/uyk...k/01-vincent-gallo-so-sad)

sabahattin ali

söylenecek sözler var belki, ama şimdilik susuyoruz, yeter ki filiz üzülmesin..
(bkz: (vid #60886))

a j mira

Kitabın girişinde bir uyarıyla karşılaşır okur: "Bu film, aşka dair gizlenmiş gerçekleri işlemektedir! robotik bilinçlerde arıza yaratabilir; yasak elmadan korkanlara önerilmez! Cesur olanlar için bir anlaşmadır,bu öykü! 'O'na inanırsanız, bu imza sayılır!"
modern zamanların, aşk tanımlamalarını umursamadan, bedeniyle hissedişini birleştirme çabasındaki aşığın, varoluşun başlangıcından beri aradığı diğer beni'ne yazdığı bir şiir, sahnelerin büyüsüyle oyunu yıkan bir film, fon müziklerinin eşlik ettiği tutkulu bir dans..sadece bir roman değil A.J.Mira..

şule erden

Yeni kitabı A.J. Mira'yla, yine aşık gönülleri coşturan, köprüleri yakıp, kozmik kıtaları birleştiren güzel kadın. Çok yaşasın, aşk'la.

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı 8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde başladı. Konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40.000 işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grev, polisin saldırısıyla kanlı bitti. Saldırı sırasında çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi. işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı. Kısaca;8 Mart 1857; 129 işçi kadın yaşamını verdi ve bize özgür yaşamı kazanmak için en büyük bedel olan yaşamımızı koyma zorunluluğunu öğretti. Bu aynı zamanda özgücümüze dayanarak yaşam gücü olabileceğimizin eylemle tamamlanmasıyla oldu. Kadın ve çocuk emeğinin sömürülmesine karşı kadın, belki de ilk örtülü tepkisini koydu.
1975 yılında Dünya Kadın Yılı’nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü 16 Aralık 1977 yılında 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına karar verdi. Kadınlara eşit haklar verilmesinin Dünya barışını güçlendireceğini kabul etti.Böylece 8 Mart, dünyada kadınların yüzyıldır yürüttüğü özgürleşme mücadelesinin kutlandığı ve kadınların güncel taleplerinin ifade edildiği bir gün haline geldi. Dünya kadınları böyle bir güne sahip olmalarının bedelini çok ağır ödemek zorunda kaldılar ama başardılar.

Dünyanın her yerinde en fazla kadınlar ve çocuklar sömürülmektedir. Dünyadaki birçok kadın cins ve emek sömürüsünü aynı anda yaşamaktadır. Dünyada ve Türkiye’de olduğu gibi diğer birçok dünya ülkesinde yaşanan savaşların acısını en çok kadınlar yaşıyor.

Clara Zetkin, Rosa Luxemburg, Kollontai, ve Krupskayalarin tekipisi, yaşam savaşında büyük bedeller ödeyerek yüceleşti. Onların yükselttiği direniş bayraklarını kaparcasına yakalamak ve özgür yaşam hayallerimizi gerçekleştirebilmek. Bunun için örgütlenmek, bunun için direnmek. Sömürüye 'dur' demek bizim görevimizdir..Bu sadece bir 'gün'dür,oysa mücadele ömür boyu devam etmekte..Şiddetin, sömürünün, sonuna kadar karşısında olun kadınlar..bir çiçek ya da tek taş yüzük sadece piyasayı sevindirir, özgürlüğün bedeliyse asla bunlarla ölçülemez.*.

alevi bir kıza aşık olmak

o da size aşıksa sorun olmayacak durumdur. aksi halde platonizm araştırılmalı. gerçi araştırılsa ne fayda, aşk aşktır işte.
gerçekten aşık mısın?

gece 03 00 da ateşlenen sigara

yeni açılan efes pilsen!den sonra yakılması şarttır.

söz

söz söylemek, söz vermek, söz etmek, söz geçirmek, sözünü sakınmak..vb. söz başlangıçtır, güzel bir tat için elmayla kışkırtılan adem, bir söz'e uydu, başka bir sözden vazgeçti aynı zamanda, tanrıya verdiği 'söz'..
öyleyse söz boşluğun kendisi aslında, hem varoluşu hem de yokluğu simgeleyen.. varolmaya söz verip, kaçınılmaz yokluğa götüren..
söz,
seni bir daha incitmeyecek tanrı!

hrant dink

kendisiyle ilgili bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan yurdum gençlerinin hakkında bolca atıp tuttuğu, katledildiği ise apaçık ortada olan, Ermeni aydın.

erkekleri çekici yapan detaylar

Kadın kişinin zevk ve tercihleri zamanla ve tecrübeyle değişime uğrar, hoş bu insan yapısının ve sosyalliğin doğal sonucudur zaten..Bir zamanlar erkekte uzun boy, geniş omuz, dalgalı saç, çapkın gülümseme gibi ilk bakışta çekiciliği vurgulayan unsurlar artık sadece bir göz yanılsaması olmaya başlayabilir..sonra ne olur peki, kadın bakmaktan çok dinlemeyi ve hissetmeyi öğrenir, işte o zaman erkeğin gözlerinde çapkın parıltının yerinde aradığı şey zekanın ve duruluğun parıltısıdır ve böyle hisseden kadın için erkekteki en çekici unsur onun zekası olur..tarih işte böyle aşklarla doludur, güzel kadın çirkin bir adama vurulur, adam çirkindir fakat söz söylemeye başladığında bir nehir tersine doğru akar, artık o akıntıdan kurtulmak imkansızdır. *

alanyazın

(bkz: literatür)

psikeart

onaltıncı sayısısında (temmuz-ağustos) aşk acısı nı işleyen psikoloji - sanat dergisi.

surrealismus

kendinde bir arayışı uzaya fırlatan adamın güzel blog'u.
Tan Tolga Demirci 'nin deryasında yüzmek isteyenler için adres:
(bkz: http://surrealismus.blogspot.com/)

tan tolga demirci

zihninin enginliğiyle kendine hayran bırakan.bitimsiz derya.

http://surrealismus.blogspot.com/

erol köse

kendini tanrı zanneden köse.